Ey
İnsanlar
Dünya Halkları,
Yahudiler,
Hristiyanlar,
Müslümanlar,
Akrabalar,
Komşular,
Dostlar,
Bu çağrımı duyan herkes...
Hepinize meydan okuyorum.
Aşağıda yazdığım konular hakkında tartışmaya açık olduğumu ilan ediyorum.
Bendeniz Erkan BİÇER olarak ;
Ateistler;
Bir yaratıcının var olmadığını iddia ederseniz yeryüzünün sonsuzdan beri var olduğunu kabul etmeniz gerekir ki,
Evrenin genişlediğinin fiziksel olarak ispat edildiği bu zamanda bu teoriniz çökmüştür.
Şayet gerçekten inandığınız şeye göre yaşasaydınız,
Kariyer ve çocuk yapmak gibi boş amaçlarla ilgilenmezdiniz.
Madem ölümden sonra hayat yok ;
Bir daha geri gelmeyecek zamanı, zevklerle, ahlaksızlıkla, hırsızlıkla, bekar, cahil, kötü alışkanlıklarla, insanlarla iletişimsiz ... geçirmeniz gerekirdi.
Maalesef siz de inandığınız gibi yaşamıyorsunuz.
Gelin yaratıcının varlığını kabul edin...
Teistler;
Bir yaratıcıya inanıyor fakat dinim yok diyorsanız;
Evrenin amaçsızca yaratıldığını kabul etmeniz gerekir ki,
Bu da sizin varlığınızın da amaçsız olduğu gerçeğini doğurur.
O zaman sizin de ateistler gibi davranmanız gerekir.
Gelin bu evrenin bir amaç için var olduğu gerçeğini kabul edin...
Yahudi, Hristiyan ve Müslüman olmayanlar;
İnancınızı sorgulayın aklınızı kullanın, inandığınız şeyin bir din olamayacağını,
Dinin bir insanın tüm hayatını ilgilendiren konuları kapsaması gerektiğini fark edin.
İnancınız aklınıza gelen her sorunun cevabını size vermelidir,
Yoksa eksik olur ve eksik bir şeye din denemez.
Gelin başka dinleri de araştırmanız gerektiğini kabul edin...
Yahudiler;
İnandığınız kaynakları dikkatlice okuyun.
Yaratıcının asla akıl dışı ve mantıksız olamayacağını idrak edin.
Kaynaklarınızda geçen çelişkilere göz atın.
Çelişki içeren bir kaynağın kusursuz bir yaratıcıdan gelmeyeceğini anlayın.
Yaşadığınız şu zamanda birçok yanlışı yaptığına şahit olduğunuz insanların,
Yaratıcıdan gelen Kutsal kitapları da tahrif edebileceği ihtimalini göze alın.
Gelin Yaratıcı kelamı olduğu iddia edilen diğer kitapları da incelemeniz gerektiğini kabul edin...
Hristiyanlar;
İsa'nın Rab olduğunu ve çarmıha gerildiğini düşünüyorsanız,
Tanrı öldü demeniz gerekir.
Hayatı var eden bir Tanrı nasıl ölür ? Bunu bir düşünün.
Ve İsa insanların günahı için öldü ise kötülükler cezasız mı kalacak ?
İsa'nın çarmıha gerildikten sonra tekrar dirilip görüldüğü yer hususunda, mutabık kalamayan metinleri Kutsal öğreti olarak kabul edilemeyeceğini görün.
Gelin başka dinleri de araştırmanız gerektiğini kabul edin...
Müslümanlar;
Dünyadaki Müslümanlar arasında ayrılıklar olsa da,
Gelin hepinizin ortak doğrusu olan Kur'an etrafında birleşelim.
"Bizler şanslıyız Müslüman topraklarda doğduğumuz için" diye düşünmeyelim.
Allah'ın adaletsiz olduğu söylemine sebep olmayalım.
İnandığımız ve örnek aldığınız (tüm) peygamberlerin yolundan gidelim.
Geleneksel inanca sahip olup,
Bakara Suresi 170. ayetin ifade ettiği insanlardan olmayalım.
Allah'ın lütfedip nuzul ettiği Kur'an'ın anlamını bilelim ve hayata aktaralım. Cennet bize garantiymiş gibi düşünmeyelim.
Alak Suresi 1. Ayette "Oku" ile başlayan bir kitabın sorularından birisinin, "Okudun mu" olma ihtimalini düşünelim.
Diğer insanların yanlış olduğu hissine kapılmayalım.
Kur'an ın anlamını başından sonuna kadar,
Allah bana ne buyurmuş deyip, özne olarak,
Rabbimizden okuduğumuzu anlama duası ile başlayarak okuyalım...
Ey
İnsanlar
Dünya Halkları,
Yahudiler,
Hristiyanlar,
Müslümanlar,
Akrabalar,
Komşular,
Dostlar,
Akrabalar...
Bir insan düşünün;
Diyor ki ;
"Ben Müslümanım"
8 milyar insanın yaklaşık 1.5 milyarı Müslüman olduğuna göre,
Aslında şunu demiş oluyor.
"Dünyadaki diğer 6.5 milyar insan yanlış yolda"
Aynı insan diyor ki:
"Ben Sünniyim"
O kişi demiş oluyor ki;
"Diğer 7.5 milyar insan yanlış yolda"
Aynı insan diyor ki;
"Ben Hanefiyim"
Demiş oluyor ki;
"Ben 7.9 milyar insandan farklı düşünüyorum"
Aynı insan diyor ki:
"Ben falanca topluluğun üyesiyim"
Demiş oluyor ki;
Ben diğer 7.99 milyar insandan farklı düşünüyorum.
Aynı şey bir Hristiyan için de geçerli.
O da "2.5 milyar Hristiyan var 5.5 milyar yanlış yolda"
Katolik Protestan Ortodoks derken aynı sonuç :
"Ben diğer 7.99 milyar insandan farklı düşünüyorum"
Ne gariptir ki herkes kendini doğru kabul ediyor ve kendini sorgulamıyor.
Matematiksel olarak dünyadaki her insan,
800.000 de 799.000 yanlış yolda
Veya
Her insanın doğru yolda olma ihtimali : % 0.125
Kafanızdaki düşünceleri yağlı boya bir manzara resmi olarak hayal edin.
Şöyle düşünün ;Kafamızdaki tabloyu nasıl oluşturduk.
Düşünerek ve aklımızı kullanarak mı yoksa,
Birileri bize böyle inanmamızı söyledi,
Ve akıl süzgecinden geçirmeden inandık mı?
Hiç düşündünüz mü ?
Kafanızdaki tabloyu çizerken faydalandığınız kaynaklar neler?
Genelde insanlar bir ülkede doğar büyür yetişir,
Ve o ülkenin kabulleri üzerinden kendisine sunulanı kabul eder.
Çoğunlukla insan kendi nasılsa karşıdakini öyle zanneder bunun sonucu olarak,
İyi insanların çoğu, kendisine öğretilenleri sorgulamadan kabul eder.
Ve bir müddet sonra onların kendi doğrusu olduğunu sanır.
Şayet aynı tabloya sahip insanlar arasında yaşıyorsa,
Onlara bakıp kendisinin iyice doğru olduğuna kanaat getirir.
Hep beraber mutlu bir hayat yaşar.
Kurbağa gibi bulunduğu kabın ısının yükseldiğini fark etmez.
Veya tazyikli suya maruz bırakılacak diye arkadaşını merdivenden uzaklaştırır.
Gelin kendinize iki seçenek verin:
Kırmızı hap mı Mavi hap mı?
Tüm bildiklerinizi unutun.
İnandığımız şeyler hakkında ön yargıları bırakın.
Zihninize yepyeni bir tablo çizmeye başlayın.
Şayet inandığınız gerçekler doğru ise zaten aynı tablo karşınıza çıkacaktır.
Ama bunun sonunda kendinden emin, huzurlu, özgür bir insan olabilirsiniz.
Veya kafanızı kuma gömmeye devam edin.
SONUÇ OLARAK ;
Hepinizi Allah'ın dinine davet ediyorum.
Allah birdir ve O'ndan başka İlah yoktur.
Sizin dininiz size, benim dinim banadır.
Esselamu Aleykum...
İnsanlar
Dünya Halkları,
Yahudiler,
Hristiyanlar,
Müslümanlar,
Akrabalar,
Komşular,
Dostlar,
Bu çağrımı duyan herkes...
Hepinize meydan okuyorum.
Aşağıda yazdığım konular hakkında tartışmaya açık olduğumu ilan ediyorum.
Bendeniz Erkan BİÇER olarak ;
Ateistler;
Bir yaratıcının var olmadığını iddia ederseniz yeryüzünün sonsuzdan beri var olduğunu kabul etmeniz gerekir ki,
Evrenin genişlediğinin fiziksel olarak ispat edildiği bu zamanda bu teoriniz çökmüştür.
Şayet gerçekten inandığınız şeye göre yaşasaydınız,
Kariyer ve çocuk yapmak gibi boş amaçlarla ilgilenmezdiniz.
Madem ölümden sonra hayat yok ;
Bir daha geri gelmeyecek zamanı, zevklerle, ahlaksızlıkla, hırsızlıkla, bekar, cahil, kötü alışkanlıklarla, insanlarla iletişimsiz ... geçirmeniz gerekirdi.
Maalesef siz de inandığınız gibi yaşamıyorsunuz.
Gelin yaratıcının varlığını kabul edin...
Teistler;
Bir yaratıcıya inanıyor fakat dinim yok diyorsanız;
Evrenin amaçsızca yaratıldığını kabul etmeniz gerekir ki,
Bu da sizin varlığınızın da amaçsız olduğu gerçeğini doğurur.
O zaman sizin de ateistler gibi davranmanız gerekir.
Gelin bu evrenin bir amaç için var olduğu gerçeğini kabul edin...
Yahudi, Hristiyan ve Müslüman olmayanlar;
İnancınızı sorgulayın aklınızı kullanın, inandığınız şeyin bir din olamayacağını,
Dinin bir insanın tüm hayatını ilgilendiren konuları kapsaması gerektiğini fark edin.
İnancınız aklınıza gelen her sorunun cevabını size vermelidir,
Yoksa eksik olur ve eksik bir şeye din denemez.
Gelin başka dinleri de araştırmanız gerektiğini kabul edin...
Yahudiler;
İnandığınız kaynakları dikkatlice okuyun.
Yaratıcının asla akıl dışı ve mantıksız olamayacağını idrak edin.
Kaynaklarınızda geçen çelişkilere göz atın.
Çelişki içeren bir kaynağın kusursuz bir yaratıcıdan gelmeyeceğini anlayın.
Yaşadığınız şu zamanda birçok yanlışı yaptığına şahit olduğunuz insanların,
Yaratıcıdan gelen Kutsal kitapları da tahrif edebileceği ihtimalini göze alın.
Gelin Yaratıcı kelamı olduğu iddia edilen diğer kitapları da incelemeniz gerektiğini kabul edin...
Hristiyanlar;
İsa'nın Rab olduğunu ve çarmıha gerildiğini düşünüyorsanız,
Tanrı öldü demeniz gerekir.
Hayatı var eden bir Tanrı nasıl ölür ? Bunu bir düşünün.
Ve İsa insanların günahı için öldü ise kötülükler cezasız mı kalacak ?
İsa'nın çarmıha gerildikten sonra tekrar dirilip görüldüğü yer hususunda, mutabık kalamayan metinleri Kutsal öğreti olarak kabul edilemeyeceğini görün.
Gelin başka dinleri de araştırmanız gerektiğini kabul edin...
Müslümanlar;
Dünyadaki Müslümanlar arasında ayrılıklar olsa da,
Gelin hepinizin ortak doğrusu olan Kur'an etrafında birleşelim.
"Bizler şanslıyız Müslüman topraklarda doğduğumuz için" diye düşünmeyelim.
Allah'ın adaletsiz olduğu söylemine sebep olmayalım.
İnandığımız ve örnek aldığınız (tüm) peygamberlerin yolundan gidelim.
Geleneksel inanca sahip olup,
Bakara Suresi 170. ayetin ifade ettiği insanlardan olmayalım.
Allah'ın lütfedip nuzul ettiği Kur'an'ın anlamını bilelim ve hayata aktaralım. Cennet bize garantiymiş gibi düşünmeyelim.
Alak Suresi 1. Ayette "Oku" ile başlayan bir kitabın sorularından birisinin, "Okudun mu" olma ihtimalini düşünelim.
Diğer insanların yanlış olduğu hissine kapılmayalım.
Kur'an ın anlamını başından sonuna kadar,
Allah bana ne buyurmuş deyip, özne olarak,
Rabbimizden okuduğumuzu anlama duası ile başlayarak okuyalım...
Ey
İnsanlar
Dünya Halkları,
Yahudiler,
Hristiyanlar,
Müslümanlar,
Akrabalar,
Komşular,
Dostlar,
Akrabalar...
Bir insan düşünün;
Diyor ki ;
"Ben Müslümanım"
8 milyar insanın yaklaşık 1.5 milyarı Müslüman olduğuna göre,
Aslında şunu demiş oluyor.
"Dünyadaki diğer 6.5 milyar insan yanlış yolda"
Aynı insan diyor ki:
"Ben Sünniyim"
O kişi demiş oluyor ki;
"Diğer 7.5 milyar insan yanlış yolda"
Aynı insan diyor ki;
"Ben Hanefiyim"
Demiş oluyor ki;
"Ben 7.9 milyar insandan farklı düşünüyorum"
Aynı insan diyor ki:
"Ben falanca topluluğun üyesiyim"
Demiş oluyor ki;
Ben diğer 7.99 milyar insandan farklı düşünüyorum.
Aynı şey bir Hristiyan için de geçerli.
O da "2.5 milyar Hristiyan var 5.5 milyar yanlış yolda"
Katolik Protestan Ortodoks derken aynı sonuç :
"Ben diğer 7.99 milyar insandan farklı düşünüyorum"
Ne gariptir ki herkes kendini doğru kabul ediyor ve kendini sorgulamıyor.
Matematiksel olarak dünyadaki her insan,
800.000 de 799.000 yanlış yolda
Veya
Her insanın doğru yolda olma ihtimali : % 0.125
Kafanızdaki düşünceleri yağlı boya bir manzara resmi olarak hayal edin.
Şöyle düşünün ;Kafamızdaki tabloyu nasıl oluşturduk.
Düşünerek ve aklımızı kullanarak mı yoksa,
Birileri bize böyle inanmamızı söyledi,
Ve akıl süzgecinden geçirmeden inandık mı?
Hiç düşündünüz mü ?
Kafanızdaki tabloyu çizerken faydalandığınız kaynaklar neler?
Genelde insanlar bir ülkede doğar büyür yetişir,
Ve o ülkenin kabulleri üzerinden kendisine sunulanı kabul eder.
Çoğunlukla insan kendi nasılsa karşıdakini öyle zanneder bunun sonucu olarak,
İyi insanların çoğu, kendisine öğretilenleri sorgulamadan kabul eder.
Ve bir müddet sonra onların kendi doğrusu olduğunu sanır.
Şayet aynı tabloya sahip insanlar arasında yaşıyorsa,
Onlara bakıp kendisinin iyice doğru olduğuna kanaat getirir.
Hep beraber mutlu bir hayat yaşar.
Kurbağa gibi bulunduğu kabın ısının yükseldiğini fark etmez.
Veya tazyikli suya maruz bırakılacak diye arkadaşını merdivenden uzaklaştırır.
Gelin kendinize iki seçenek verin:
Kırmızı hap mı Mavi hap mı?
Tüm bildiklerinizi unutun.
İnandığımız şeyler hakkında ön yargıları bırakın.
Zihninize yepyeni bir tablo çizmeye başlayın.
Şayet inandığınız gerçekler doğru ise zaten aynı tablo karşınıza çıkacaktır.
Ama bunun sonunda kendinden emin, huzurlu, özgür bir insan olabilirsiniz.
Veya kafanızı kuma gömmeye devam edin.
SONUÇ OLARAK ;
Hepinizi Allah'ın dinine davet ediyorum.
Allah birdir ve O'ndan başka İlah yoktur.
Sizin dininiz size, benim dinim banadır.
Esselamu Aleykum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder